Değere Dönüştürülebilen Veri İle Para Basmak

Yapılan bir araştırmaya göre, 2016 yılında dünyada çapında 16 zettabayte(16 trilyon gigabyte) veri üretildi.[1] Bu sayı, 21. yüzyıl başlarına kadar dünyanın ürettiği verinden daha fazla bir büyüklüğe ulaşılması anlamına geliyor. Bu verilerin %25’inin potansiyel değeri olmasına rağmen, sadece yüzde 0,5’i analiz edilip kullanılabiliyor. [2]

Günümüzün en değerli madeni haline gelen veri neden değere dönüştürülemiyor? Eğer uygulayacağınız yeni bir veri yönetim stratejisi ile kurumunuzu daha ileri bir noktaya taşımayı düşünüyorsanız bu sorunun cevabını bulmanız önemli hale geliyor.

Öncelikli olarak odaklandığımız asıl konun verinin büyüklüğü veya küçüklüğü değil, verinin değere dönüştürülme yeteneğinin olduğunu belirtelim.

Peki bu yetkinliği etkileyen belirleyen faktörler nelerdir? Veriyi bilgiye, bilgeliğe, projeye ve daha da önemlisi değere taşıyan ana aktör ve süreçler hangileridir? 

Dokuz başlıkta bu sorulara cevap bulmaya çalıştık. Bunu yaparken sadece teoriden beslenen değil, yıllardır dünyada ve Türkiye’nin en büyük sektör ve kurumlarında başarı ile uygulanan metodolojilerden elde edilen tecrübeyi de referans aldık.

 

1- Veri (Altın) Madenlerinin Olduğu Sektör, Kurum ve Fonksiyonların Belirlenmesi

Özel sektörde bankacılılık, telekomünikasyon, gıda ve giyime dayalı perakende şirketleri, enerji, ulaştırma, turizm, sağlık ve kargo şirketleri veriye en çok ihtiyaç duyan, aynı zamanda gelişime son derece açık işletmelerin başında gelmektedir. Gelir İdaresi Başkanlığı, Sağlık Bakanlığı , SGK ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verinin en çok üretildiği ve işlenebileceği kamu kurumları olarak sıralanabilir. Bu kurumların içinde başarılı hikayelerin yazıldığını görüyoruz. Ancak, veri açısından zengin, değer üretimi açısından fakir olan şirketlerin sayısı bir hayli fazladır diyebiliriz. Veri olmadan yönetimi imkansız hale gelen birimler olarak,  pazarlama, satış, finans, insan kaynakları, strateji, saha ve operasyon yönetim birimlerini ayabiliriz.

Fonksiyonel olarak baktığımızda verinin gelire dönüşeceği alanların başında Alacak , Müşteri Elde Tutma, Arıza Bakım , Saha İş Gücü Yönetimi, Envanter Yönetimi, Maliyet Yönetimi, Tedarik Zinciri Yönetimi, Kampanya Yönetimi ve Kayıp Kaçak Yönetimi gelmektedir.

 2- Liderler , Bilgeler , Sarraflar, Ustalar

Şirket sahip ve üst yöneticilerinin vizyonu, stratejisi, üretmek istedikleri değerler ve bu değerin üretilmesinde verinin konumlandırılması, oluşturdukları çalışma kültürü en kritik belirleyicilerdendir. Liderler değeri oluşturacak yetkiliğe sahip ekipler kurar ve organizasyon yapısını buna göre şekillendirir. Süreç bazen çok zorlu ve sancılıdır. Şirketin karşı karşıya olduğu durumlarla yüzleşmek ve bunu aşacak projeleri kararlılıkla uygulamak güçlü bir liderlik gerektirir. Şirket içi politik dengeler, kurum içi rekabet, ihtiyacın yeterince algılanmaması ve verinin değerinin anlaşılmamasından kaynaklanan sorunlar söz konusu liderliğin kararlılığı ile aşılabilir. Genel müdürlerden sonra paraya doğrudan etki eden finans, satış ve pazarlama yöneticileri sonucu belirleyen forvetlerdir diyebiliriz.

Uygulama katmanında süreçleri yöneten iş sahipleri ile, sistemleri kurup yöneten teknoloji yönetici ve ekipleri, veri bilimcileri, analistler en önemli katmanlardan birisini oluşturur.

Burada dikkate edilmesi gereken en önemli husus, veri analistlerinin sadece teknoloji birimlerinde değil, doğrudan veriyi üretecek iş analistleri ile birlikte çalıştırılması gerektiği hususudur.

İş zekası veya karar destek platformlarını oluşturacak, gerekli yazılımları uyarlayıp geliştirilecek mühendis, analist ve veri bilimcilerinin yetkin insanlar arasından seçilmesi gerekir.

Söz konusu ekibin özel eğitimlerle donatılması, zaman içerisinde de süreç sahiplerinin bakış açısına sahip olması büyük önem arz eder.

3- Üretilecek Değerin Tespiti

Başarılı şirketlerin odaklandıkları hedefler şu şekilde sıralanabilir.

  • Gelirlerin, satışların , müşteri memnuniyetinin ve alacakların arttırılması
  • Maliyetlerin, fraud ve kayıp kaçakların , risklerin azaltılması
  • Ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi, sunulması,
  • Karar alma hızı ve kalitesinin arttırılması
  • Yeni ürün ve hizmetlerin sunulması
  • Şirketin geleceğe hazırlanması ve veriye dayalı yönetim kültürünün oluşturulması

 

4- Teknolojik Yetkinlik Seviyesi

Veri yönetim ve analizini mümkün kılan ana unsurların başında teknoloji geliyor. İş gereksinimlerinin iyi tanımlanıp teknolojik seçimlerin , mimarinin seçilmesi ve sistemleri uygulama yetkinliğine sahip olunması önemlidir.

Yaşadığımız deneyimler, teknolojik yatırımlar yapmış, gelişmiş sistemlere sahip şirketler de bile, kurulan güçlü alt yapının tek başına yeterli olmayabileceğini öğretmiştir. Söz konusu yazılım ve platformların birbirleriyle konuşturulmasına, ileri düzey analizlerin yapılması için destekleyici teknolojilere , pratik çözümlere ve analitik araçlara ihtiyaç duyulmaktadır.

5-Verinin Niteliği ve Yönetimi

Veri şirketler için beynin gri hücreleri gibidir. Şirket veri stratejisi, ihtiyaca cevap verecek verinin belirlenmesi, onu elde etme yöntemi, kalitesi, işlenmesi hayati derecede önemlidir. Verileriniz yeterli büyüklüğe (volume), çeşitliliğe (variety), elde edilme ve işlenme hızına (velocitiy ) ve doğruluğa (vercity) ve yeterli ve anlamlı bir değere (value) sahip mi? sorusuna cevap bulmanız gereklidir. Diyelim ki alacakları yönetiyorsunuz. Başarınız müşteri kimlik, adres ve iletişim bilgilerinin tamlığı, doğruluğu ve güncelliğine bağlıdır. Bunlar yoksa, hazin son yakın demektir.

Veri yönetim süreçleri etkin yönetilmelidir. Verinin toplanması, girilmesi, korunması, analiz edilmesi, modellenmesi, üretilen soruçların doğruluğunun teyit edilmesi, görselleştirilmesi ve raporlanması sorunsuz işletilmesi beklenen süreçlerdir.

 

 

Verinin görselleştirilmesinde coğrafi bilgi sistemleri, akıllı haritalar, navigasyonlar her geçen gün artan önemde rol oynamaya devam edecektir diye öngörüyoruz. Görselleştirme ile ilgili, dünya ve Türkiye’den iyi uygulama örneği iki örnek paylaşıyoruz.

6- Analitiğe Bakış Açısı

Analize yüklediğimiz anlam, değer üzerinde çarpan katsayısı oluşturur. Analizlerden beklentimiz uçtan uca yönetme ve 360 derecede değerlendirme imkanı sağlaması, aksiyona esas sonuçlar üretmesidir.

Geçmişte kimin ne yaptığı sorusunun cevabını tanımlayıcı (descriptive) analizle bulabiliriz. Kök sorunlar ve çözümlere odaklanıyorsak bunun için teşhis edici (diagnostic) analizler kullanacağız. Öngörü (predictive) analizleri ise geçmiş verilere dayalı olarak, sonuca etki edecek yeni bir parametrenin olmayacağı varsayımı ile günümüzü anlamamıza, gelecekte yaşanabileceklere ilişkin öngörülerde bulunmamızı sağlar.

 

İzdüşüm (prespecitve) analizleri, elimizdeki senaryo, yaklaşım ve modele dayalı olarak, geleceğe yönelik en iyi çözüm alternatifleri, alınabilecek karar ve aksiyonları bulmaya yardımcı olur.

Şirketlerde yaşanan en büyük sorun birim veya kişilerde bilgi silolarının oluşması ve bu bilgilerin ortak platformlarda paylaşılmaması veya kurumsal hafızaya sahip insanların bu bilgiyi aktarmadan işten ayrılmasıdır. Bu yüzden analizle dünü anlayıp, bugünü yorumlayıp , çözülecek sorunların , alınacak aksiyonların belirlenip geleceği şekillendirecek karar ve eylemlerin etkisinin öngörülebilmesi lazım.

Neden? Çünkü hikayenin başladığı ve bugüne kadar evrildiği aşamaları bilirsek senaryoyu ve sonucu değiştirme şansı elde ederiz. Şüphesiz ki geleceği belirlemenin bir yolu var. O da analizlerle bugünden yarına ilişkin keskin öngörülerde bulunmak ve ona göre geleceğin şekillenmesine katkıda bulunmaktır.

7- Şirketinizin Gelir Zinciri ve DNA‘sının Çıkartılması

Şirketlerde değer üretmenin en önemli sırlarından birisi şirketin gelir merkezleri ve zinciri ile finansal tablolar arasındaki ilişkiyi ortaya çıkartmaktan geçmektedir. Gelir zincirinin analiz edilmesi, risklerin ve fırsatların ortaya çıkartılması; iyileşme alanlarının bulunması ve hızlı kazanımların hayata geçirilmesine imkan sağlar.

8- Aksiyon ve Gelir Projeleri

Kainat sebepler, süreçler ve sonuçlar üzerine kuruludur. Yapılan her eylemin, işlemin, üretilen her ürün ve servisin bir başlangıç ve bitiş noktası vardır. Tohumun meyveye dönüşüm sürecinde bir çok süreç işler, dış ve iç etkenler süreci olumsuz ve olumlu şekilde etkiler. Yaptığımız bütün işleri bu çerçevede düşünebiliriz. Bu süreçlerin fikri ve analitik takibi yapılamadığı için riskler oluşur, fırsatlar kaçar. Yaptığımız tüm işlere bu şekilde bakmamız lazım.

Veri analizleri sorunların ve fırsatların keşifini sağlar. Bunun değere dönüşmesi için süreç ve sistemlerin iyileştirilmesi, değer katan projelerin geliştirilmesi gereklidir. Çünkü aksiyon ve projeler bilginin paraya dönüştüğü somut adımlardır.

9- Enerji ve İnovasyon

Altını çıkartabileceğiniz sektör ve alanı buldunuz, insan, sistem, süreç ve metodolojiyi belirlediniz. Veriyi, bilgiye ve bilgeliğe dönüştürecek şeklide zenginleştirip işlediniz. Projelerinize ham madde yaptınız. Söz konusu bileşenlerin güçlü ve etkileşim içinde olduğu bilginin değere dönüştüğü ortamlar oluşturdunuz. Bunları yaparken sürekli bir şeye daha ihtiyaç hissedersiniz. Enerjiye ve kendinizden bir şeyler katmaya. Aklın ilham ve innovasyonla, ruhun azimle, fikirlerin eylemle, iradenin kararlılıkla ve uygulama yetkiliği ile birleştiği noktada bunu yaparsınız.

Bu yaklaşımlar sonucunda veri ile yönetim mesleki yaşantınız haline gelir. Bu kadar zahmet ve çabadan sonra kurumunuzda kurduğunuz darphanenin ürettiği değerin büyüklüğünü görebilir ve bunun keyfini yaşayabilirsiniz. Yıllardır yaptığımız gibi…..

Bu olmuyorsa dokuz başlıkta yer alan cümleleri birer soruya dönüştürüp bunlardan hangisi kurumunuzda eksik sorusuna cevap bulmanızı öneririz. Karşınıza değere dönüşen anlamlı bir veri daha çıkacaktır.